Yağmurlu bir günde sevişmek

O Ekim akşamında hava soğuktu ve pis bir yağmur yağıyordu. Nasıl olsa yağmaz diye düşünerek Rana’ya yürüyerek gitmeye karar vermiştim. Ama yarı yolda öyle bir yağmur bastırdı ki, kendimi içeri atıncaya kadar sucuk gibi ıslandım.
Cuma akşamıydı.  Rana ve benim için haftanın en güzel günüydü. İkimiz için de hafta bitmiş ve hoşlanacağımız iki günü bize vermişti. Ufak tefek sorunlar olsa da onunla yattığımız gecelerin gerçekten tadını çıkarıyorduk.
Eve yaklaşırken camdan süzülen ılık, davetkar ışığa baktım. Sıcak bir huzur ve onun ateşine sarılıp yatma düşüncesiyle kapıyı çaldım. Önüm, arkam ıslaktı. Ayaklarım buz kesmişti ve çoraplarım sırılsıklamdı. Evet, bir ateş bu gece çok iyi gidecekti.
Rana beni kapıda gülümseyerek karşıladı. Üzerimdeki ceketi çıkarmamı bekleyip sarıldı ve öptü; tabi fazla ıslanmamaya özen göstererek. Üzerimdeki gerilimi attım, yalnızca ona bakmak benim sıcak ve mutlu hissetmeme yetti.
“Özür dilerim sana verecek temiz bir şey ayarlayamadım, sadece bu bornoz var” diyerek benim için kaloriferin üstünde ısıttığı bornozu verdi. Güldüm ve bu durumun bu gece bize zaman kazandıracağını düşündüm. Yine de kotunu çıkarmaktan ve sütyenini çözmekten zevk alabilirdim. Rana
“Bugün Filiz’le çarşıya gittik ve baya dolaştık, çamaşırlarla ilgilenecek vaktim olmadı” dedi. Ben de,
“Önemli değil, zaten bu gece tekrar dışarı çıkmayı düşünmüyorum” dedim.
Bornozu elinden alırken bana bakışları, tavrı, sanki aceleyle kötü bir haber verecekmiş gibiydi. “Ne?” diye sordum.
“Filiz içerde, oturma odasında” diye cevap verdi.
Bu gerçekten kötü haberdi. Rana’nın en iyi arkadaşı tatlı, neşeli biriydi ama akşamları uzun kalmak gibi bir eğilimi vardı ve ben bu akşamı bir ateşin önünde Rana’yı azdırıp, öperek, okşayarak geçirmek istiyordum. Filiz burdaysa o ateşi göreceğimden şüphe duymaya başladım.
Yatak odasına doğru yürürken Filiz’e selam vermek için oturma odasının kapısında durdum. Beni öpmesi için kurumam gerektiğini söyleyerek bana takıldı. Kurulanıp giyinirken o öpücüğü düşündüm. Filiz’in öpücükleri çok iyiydi. Yumuşak, dolgun dudakları sıcak ve davetkardı. Daha önceki öpüşmelerimizde yanağıma konan dudakları tadılmamış hazları vaad eder gibiydi.
Bornozu sırtıma geçirdiğim zaman titreyen derime bir rahatlama geldi. Bornoz adam gibi oturup bağını sıkıca bağlarsam idare edecek kadar uzundu. Kuru çoraplar böyle bir durumda gerçekten çok rahatlatıyordu. Oturma odasına geldiğimde iki arkadaş yeni gördükleri, yakışıklı bir aktörün oynadığı bir filmden konuşuyorlardı. Üşümemek için sıcaklığı açtım. Ben kanepeye yaklaşınca Filiz ayağa kalktı ve yanıma geldi.
“Naber kısa, şeker, seksi çocuk” dedi. Takılıyordu çünkü benden en az on santim kısaydı. Kısaca öpüştük, her zamanki gibi; yumuşak, sıcak ve davetkar… Kanepeye doğru yanından geçerken bornozumun üstünden kıçımı çimdikledi ve beni yerimden hoplattı. Üçümüz de güldük ve Rana çaylarımızı koydu.
Sonraki bir saat kızlar filmdeki tiplerden, kıyafetlerinden falan konuştular. Bir ara konuşma flörte ve sekse geldi. Filiz seksten konuşurken oldukça görsel olabiliyor. İçimde tanıdık bir kıpırdanma olduğunu sezdim ve bornozun tek başına yeni bir konu açmayı önleyemeyeceğinden korktum. Filiz
“Burası çok sıcak olmadı mı?” dedi. Rana da onayladı.
“Ne kadar açtın?” diye sordu bana. Ben de üşümemek için biraz fazla açtığımı, ama çok sıcakladılarsa kısabileceğimi söyledim.  Filiz ayağa kalktı ve süveterinin uçlarına uzanıp
“Önemli değil, bu süveter sıkmaya başlamıştı, çıkarayım bari…” dedi. Süveteri çıkarırken beraberinde gelen bluzunun eteği karnından ve sütyensiz göğsünün üstünden sıyrılıverdi. Sütyensiz iri memeleri meydana çıktı. Ama önce Rana, sonra ben gülümseyince çabucak düzeltiverdi.
“Eee, biraz olsun neşelendin mi?” diye sordu bana.
“Hayır” dedim muzipçe yüzümü buruşturarak,  “Maalesef yeterince uzun sürmedi, pek ayrıntıları göremedim”.
Rana kendi memelerinin de sütyensiz, bluzun altında o kadar güzel görünmesini dilediğini söyledi. Aslında onun memelerine bayılıyordum. Avuçlarımı dolduracak kadar iriydiler ve o koyu renk uçlarıyla açık renk bir sütyenin altından fırlayacak gibi olurlardı. Filizin’kiler daha büyüktü ama bence haddinden biraz daha büyük…
Rana benim onun memelerini açık renk dantelli sütyenin altında çok sevdiğimi söyleyiverdi Filiz’e…  Ama bütün erkeklerin onunkinden daha büyük memeleri sevdiğini söyleyerek beni de iğneledi.
“Doğru değil” dedim. “Seninkileri seviyorum çünkü memelerin güzel, tam istediğim gibiler……”
Rana benim onun memelerini daha büyük olursa daha çok seveceğime dair iddiasını sürdürdü.  Doğruydu, ama nasıl erkekler uzun penis istiyorsa kadınlar da büyük memeler ister diyerek açıkladım. Rana ayağa kalktı ve Filiz’e bir şeyler fısıldadı. Filiz de gülümseyip başını salladı. İki kız karşıma geçip yüzlerini bana döndüler. Rana,
“Hadi bakalım, karşılaştır, hangimizinkileri daha çok seviyorsun?” dedi. Bunu söyler söylemez ikisi birden üstündekileri çıkardılar ve önümde bir anda üstsüz kaldılar. Biraz oflayıp pufladıktan sonra
“İkiniz de çok seksi ve harikasınız. Ama ben  yine de seninkileri seviyorum” diye kestirip attım. Cevabımın konuyu değiştirmesini umuyordum çünkü vücudum bu utanmaz, yarı çıplak kadınlara cevap vermeye başlamıştı. Bu konuşma bana güzel ve fingirdek bir misafirin yanında bornozun tek başına uygun bir kıyafet olmadığını kanıtlamıştı.
Rana dürüst olmadığımı ima eden bir bakış attı. Filiz geldi ve üstünü geri giymeden kanepeye oturdu. Rana yanıma geldi ve hiç bir şey söylemeden önümde durdu. Bakışım elleriyle seksi bir şekilde ovaladığı üstsüz memelerinden kurnazca gülen gözlerine kaydı. Memeleri odanın sıcağında bile dikleşmişti. Birkaç saniye sonra,
“Tamam aşkım. Doğru söylediğini kanıtladın” diyerek eğildi ve belirgin bir şişkinliğin boy gösterdiği kucağıma, sertliğin tam ucuna hafifçe dokunup Filiz ile aramızda yere oturdu.
“Eee? Üstünüzü geri giymeyecek misiniz kızlar?” dedim. Rana,
“Boşver canım, burası çok sıcak… Hem baksana, biz böyle bakacak bir şeylerin oldu” diye takıldı.
Filiz konuşmaya başladı ve sanki yanlarında ben yokmuşum gibi Rana’ya şeftalisini hiç dar bir bikini için traş edip etmediğini sordu. Onlar bu traş konusunda gayet doğallıkla konuşurlarken ben ereksiyonumun fark edilmemesi için içimden çarpma işlemleri yapıyordum. Tam başarmıştım ki, benim değneğin inişe geçtiği sırada Filiz’in cümlesinin sonunu,
“…yatakta iyi hissettiriyor ve erkekleri çok azdırıyor” diye bağladığını duydum. Rana bana baktı. Onları dinlemediğimi başka şeyleri düşündüğümü söyledim.
“Ne hakkında konuşuyorsunuz?”
Gülüştüler. Bir açıklama için Rana’ya baktım. Filiz olabilecek en iyi şekilde açıkladı. Pantolonunu çabucak çıkarıp bir kenara attı. Uzunca baldırına baktım. Pantolonun altında külot yoktu. Çıplaktı. Gülümsüyordu. Şeftalisinin şekilli bırakılmış uzunca tüylerini göstererek
“Bunun hakkında konuşuyoruz!” dedi. Rana benim anlamadığımı gördü ve Filiz’in bacak arasındaki hassas bölgeyi traş ettiğini görmem için Filiz’i yatırıp bacaklarını açtı. İyi tanıdığımı sandığım bu iki kadının utanmazlıklarına inanamayarak baktım.
Filiz’in şeftalisi bacak arasında hiç kıl kalmayacak şekilde traş edilmişti. Üstündeki tüyler güzelce budanmıştı ve tam yarığının üstünde başlıyordu. Biri bir şey dedi ama ben şaşkın bir halde Filiz’in şeftalisine bakıyordum.
“Benim de aynı bu şekilde traşımı yapmamı ister misin?” diye tekrarladı Rana. “Hoşuna gider mi aşkım?” Ona baktım ve
“Tabi ki isterim ama ben traş edersem…”
Tanıştığımızdan beri onun çalılığını ben buduyordum ve bu onu çok heyecanlandırıyordu. Oynadığımız bir oyundu bu sürekli… O çırılçıplak, ben kısmen giyinik ve o çalılığı güzelce buduyorum. Filiz sırıtarak kalktı ve ikimizin de elimizden tutup bizi banyoya götürdü. Burada Rana bütün üstündekilerden kurtuldu. Yere oturmuş Rana’nın şeftalisini sabunlayan Filiz’i izledim.
O bitirince Rana’ya bakarak elime yeni bir jilet aldım. Memelerinin arasındaki benek benek kızarıklığı gördüm ve o da aşağı bakarak bornozumun çok stratejik bir yerinden ayrıldığını gördü. Penisim başarılı bir şekilde bornozun birleşme yerinden kafasını uzatmıştı.
Ben Rana’ya doğru yürürken Filiz benim durumumu anladı ve bornozumu çıkarıverdi. Şimdi üçümüz de banyoda çıplaktık ve Rana’nın şeftalisi sabunlu ve hazırdı.
Ben Rana’nın önünde çömelince Filiz tavsiyeleri ve hassas deriyi gergin tutan parmaklarıyla bana yardım etti. Hiç kazasız bitirdiğimizde Rana’nın nefesi iyice hızlanmıştı ve göğsündeki kızarıklık bariz bir hal almıştı.
Filiz ile birlikte traş ettiğimiz güzel şeftalimizi ılık suyla duruladık ve ikimiz birden kaçırdığımız bir nokta var mı diye ellerimizle iyice kontrol ettik. Rana’ya dokundukça çıplak vajinasındaki ıslaklığı hissedebiliyordum.
Biz onu okşayınca kalçası istemeden hareket etti. Ağzı açık, ağır nefeslerle yeni traş edilmiş bölgesine bakmaya çalışıyordu. Filiz’in parmaklarının şeftalisine dokunmasıyla beraber sanki elektrik çarpmış gibi havaya sıçradı. Bir aynayla kendine baktı. Düzgünlüğünden etkilenerek eliyle kendini keşfetmeye başladı. Filiz
“Artık daha duyarlı hissedeceksin” dedi. Rana da
“Biliyorum canım… Az önce, sen dokununca neredeyse gelecektim” dedi. Filiz eline sabunu aldı ve Rana kalkınca onun yerine önüme oturdu. Bacaklarını açıp bana,
“Hazır oradayken sen de beni bir temiz traş etsene…” dedi.
İnanılmaz. Filiz’in istekli gözlerine baktım ve ciddi olduğunu gördüm. Sonra da Rana’ya… Rana’nın alev alev yanan, bunu yapmamı çok istediğini anlatan bakışları beni de ateşledi ve ilk bıçak darbesiyle Filiz’in önünden çokça bir miktar açık kahverengi kıl kestim. Ben ciddi bir kuaför tavrıyla, geri kalanını budarken arkasına yaslanıp kendini sağlama aldı. Bu sefer de Rana deriyi gergin tutmaya yardım ediyordu.
Bitirdiğimde Filiz’in şeftalisinin nemli değil çok ıslak olduğunu gördüm. Şeftaliyi duruladım ve Rana arkadaşının yeni traşlı tümseğini bebe kremiyle ovmaya başladı. Oturdum ve Rana’nın arkadaşının traşlı bölgesinin yanında bacak aralarını da ovmasını seyrettim. Filiz’in yüzü bunun ne hoş bir his olduğunu söylüyordu; ben de yağlamaya yardım ettim. Filiz kalkınca Rana oturdu ve onu bu kez tamamen traş etmemizi istedi.
“Hiç kıl istemiyorum çocuklar… Kaymak gibi olsun. Gören yalamak istesin.”
“Tamam” dedik ve kısa sürede amının üzerindeki o minicik çalılık tarih oldu. Derisini yağlarken şeftalisi iyice ıslanmıştı ama yağdan değil kendi sularından…
İkisine de giyinmeden evde çırılçıplak dolaşmalarını ve çıplak kadınlıklarını bana göstermelerini söyledim. Gülerek oturma odasına geçip bana bir şov yapmaya başladılar.
Filiz taş gibi olmuş penisimi dikizliyordu. Rana zevkle yanıma gelip bana yarığını, içinin pembeliğini gösterdi ama ben öpmek için eğilince geri çekti. Rana içeri gidince Filiz de amının dudaklarını aralayıp bana ne kadar ıslandığını gösterdi. Rana geri geldiğinde o hala bu durumdaydı. Rana Filiz’in gösterisine gülerek yanıma oturdu. Elindeki makası göstererek
“Hadi aşkım. Şimdi de biz senin penisini ve toplarını traş edelim” dedi. Arkama yaslandım ve heyecanla penisimin çevresini budamasını seyrettim. Filiz de hemen yanımızda, sol bacağıma dayanıp izliyordu. Penisim dokunulmaktan dolayı sızlıyordu ve Rana önünden çekmek için soluma doğru eğdiğinde sikimin başı direkt olarak Filiz’e yöneldi. Filiz kıpırdamadan kendine uzanan sikimi ağzına aldı. Ağzının ılık ıslaklığı çok tatlıydı.
Rana arkadaşının beni emmesini umursamadan, kökten kesmeyi engelleyen bir tarağın yardımıyla penisimin etrafını kırpıyordu. Bir tarafımı bitirince makası Filiz’e verdi. Filiz kırpmaya devam ederken bu kez de o beni emip yaladı. Kısaca benim kıvırcık tüylerim, ergenliğini yaşayan bir gencin kısa, seyrek tüylerine benzedi.
Bir sprey sesi duydum ve aniden soğuk bir köpük yumurtalarımı kapladı. Kokusu pek hoş değildi ama kızlar beni öyle tahrik etmişlerdi ki tüy dökücünün habersizce uygulanmasını umursamadım. Birbirimizin yeni tüysüz yerlerini sabunlayarak üçümüz beraber güzelce bir duş aldık ve birbirimizi kuruladık.
Kızlar banyodan çıkarken ben dizimin üstünde bekledim ve şeftalilerini sırayla öpüp dilimle olabildiğince derinlere daldım. Tekrar oturma odasına gidip gülüşerek kanepeye oturduk. Rana elini tüysüz yumurtalarımdan çekemiyordu ve iyice parlatıncaya kadar yaladı.
Filiz’in bizi izlerken şeftalisini okşayıp daha da azmasını seyrettim. Sonra arkama, kanepenin kenarına oturtup aşağı kaydım ve başımı arkaya atıp o parlayan vajinasını yalamaya başladım. Rana’nın ağzına almasıyla beraber penisimde nemli bir sıcaklık hissettim. Hala eliyle düzgün yumurtalarımı okşuyordu.
Filiz’in lezzetli suyunu yalayıp içerek dilimi derinlerine sokmaya çalışırken pürüzsüz baldırını da okşuyordum. Dilimin duyarlı şeftalisinin etrafında dolaşması onu daha da ıslatıyordu. Rana onu yalamamı istediğini söyleyerek alemi böldü ve kızlar yer değiştiler.
Rana yerleşmeden önce Filiz dudaklarıyla penisimi sarıp tamamını ağzına aldı. Başının Filiz’in boğazının arkasına değdiğini hissedince uzun bir inlemeden kendimi alamadım. Bu inlemeyle Rana Filiz’e baktı. Küçük bir çocuğun bir sihrin nasıl yapıldığını öğrenmek istemesi gibi,
“Nasıl yapıldığını bana da gösterir misin?” diye sordu. Filiz yavaşça başını kaldırdı ve tekrar dudaklarını mor başlı kalın değneğimin üstüne bastırdı. Yarı yoldayken “um-hmm” gibi bir şeyler mırıldanıp zorlaya zorlaya köküne kadar ağzının içine aldı. Başımı zevkle arkaya attım ve Rana’nın görülür ıslaklıktaki yarığını ağzıma aldım. Dilim deliğini buldu ve tadına bakarak derine gitmeye uğraştı.
Ben kız arkadaşımın kel şeftalisi üzerinde hiddetle çalışırken Filiz de yavaşça penisimle işine bakıyordu. Dilimi ileri geri götürüp getiriyordum. Filiz bademciklerine değdirdiği sikimi ağzından çıkardı bir süre sonra… Kalktı, bacaklarını iyice açıp aç kalmışçasına bir hamlede kucağıma oturuverdi.
Kadınlığının penisimi yutması beni yepyeni bir tutkunun yükseklerine sürükledi. İkisini de istediğimi, dilimi, parmağımı, penisimi olabilecek her yere gömmek istediğimi fark ettim. Bütün gece onlarla sevişmeyi ve şimdi onların bana yaptığı gibi ben de onları kendi sularımla sırılsıklam etmeyi istiyordum.
Kalçamı kaldırıp Filiz’e yardım ettim. Hareketleri kısa ve çabuk zıplamalara dönüştü. Bir yandan da çenemi sürekli akan zevk sularıyla ıslatmış olan Rana’yı yalıyordum ve o şimdi haykırarak nefes alıyordu. Pozisyonu değiştirmeyi önerdim, Rana sırt üstü kanepeye uzandı ve Filiz onun başının oradaki kola oturdu. Rana o kadar ıslaktı ki içine girerken hiçbir dirençle karşılaşmadım.
Öne eğilip Filiz’in ıslak amını yalamaya başladım, yalayıp yutuyordum. Yumurtalarımda bir hareketlenmeyle Rana’ya girip çıkmaya devam ediyordum.Penisim içinde büyürken hareketlerim yavaş ve derindi. Ben patlamak üzereyken penisimi ıslak tünelinden çıkardı ve sertçe sıkarak orgazmıma engel oldu.
“Henüz değil…” dedi “Şimdi olmaz, bu kadar çabuk olmamalı…”
Dert etmedim. Onları istiyordum. Bu zevkin tüm gece sürmesini istiyordum ve anlaşılan onlar da benimle hemfikirdi. Kanepeden kalkınca Rana bizi yatak odasına götürdü. Yatağın başında durup öpüştük. Önce Rana beni sonra ben Filiz’i… Birbirimize şehvetle, sımsıkı sarılarak verdiğimiz derin, şehvetli öpücüklerdi bunlar…
Çok kısa bir duraksamadan sonra Rana Filiz’i aynı beni öptüğü gibi öptü. Penisim kaya gibi sert, “benim” Rana’mın başka bir kadını şehvetle öpmesini izledim. Bacaklarını Filiz’in beline doladı ve vajinası onun karnına gelecek şekilde sarıldı.
Sırtımdan aşağı bir şeyin aktığını hissettim. Kızlar ayrıldığında kollarının, sırtlarının, göğüslerinin terlediğini gördüm. Eğilip Filiz’in karnını ve sonra da Rana’nın memelerini emdim. Yatağa çıktığımız sırada Rana’nın Filiz’e
“Senin tadına bakmak istiyorum” dediğini duydum. Filiz ise
“Evet canım… Ben de uzun zamandır bunu bekliyordum” dedi. Oturdum ve birbirlerini okşamalarını, öpüşmelerini seyrettim. İlk saldırgan hamle Rana’dan geldi. Aşağı inip bir memeyi ağzına aldı ve elleri karnından aşağı inip baldırlarını araladı. O kocaman memeyi diliyle içeri çekerek emdi. Eli Filiz’in hazır, ıslak şeftalisine kayarak yavaşça girip çıkmaya başladı.
Bu hareketle Filiz’in sırtı kasılıverdi. Rana memelerini onun koluna ve yanına sıkıca bastırıyordu. Elini çıkarıp dizinin üstüne kalktığında vücudu nemden parlıyordu. Filiz’in gözlerinin içine bakarak parmaklarındaki zengin sosu yaladı. Bana baktı ve gülümseyerek elini tekrar daldırdı.
Rana ona doğru eğilince ıslak, az önce siktiğim için hafif aralanmış kadınlığının dudaklarını, içinin ıslak pembeliğini görebiliyordum ve bu beni daha da heyecanlandırıyordu. Elini tekrar Filiz’in içinden çıkardı ama bu sefer bana bakarak ve gülümseyerek parmaklarındaki kremi yaladı.
Yüzümdeki şehveti görünce elindeki sıvıyla memelerini okşadı. Filiz, Rana’nın omuzlarından tutup doğrularak kremli memelerini uzun uzun öptü ve yaladı. Rana kalçalarını aşağı indirerek şeftalisini çarşaflara sürmeye başladı. Filiz
“Şimdi şeftali nasıl yenirmiş, göreceksin” dedi. “Boşalmanı, boşalmanı, boşalmanı istiyorum”.
Rana’yı çevirip sırt üstü yatırdı ve yüzünü traşlı meyvesine gömdü. Rana şeftalisindeki sıcak nefesi hissedince derin bir iç çekti. Gülümseyerek memelerini sıkmaya ve onlarla oynamaya başlamadan önce birkaç saniye böyle kaldı. Bana ve sert penisime baktı ve ağzını açıp yalanarak ağzına istedi.
Penisimi emmesi için ağzına kaydırırken hepimizin terle kaplandığını fark ettim. Rana’nın göğsü nefes aldıkça parlıyordu ve Filiz’in düzgün poposu kusursuz görünüyordu. Rana beni dudakları arasına alırken Filiz’in arkası o kadar çekiciydi ki elimi ıslak meyvesinde gezdirmekten alamadım.
Rana’nın şeftalisini yemekle meşgul olan Filiz’in, bacak arasındaki parmak hareketlerimle inlemesinden daha fazla istediğini anladım ve üç parmağımı içeri soktum. Kendisini arkaya iterek parmaklarımı tamamen içine gömdü. Rana’nın yalanan bölgesinden ve beni yalayan ağzından ıslak sesler geliyordu. Islak sesler aynı zamanda Filiz’in arkasından da geliyordu ve bu arada suyunun bileğime aktığını hissettim.
Rana beni emmeyi bıraktı ve inleyerek kalçasını ritmik bir şekilde kıpırdatmaya başladı. Köpüklenmiş elimi Filiz’den çıkarıp Rana’ya yaklaştım. Omuzlarını kaldırarak arkasına geçtim ve sarıldım. Hala Filiz’in suyuyla kaplı olan elimle sol memesini ıslak ve nazikçe okşamaya başladım. Kulaklarına fısıldıyordum:
“Boşalmanı istiyorum”. Nefes aldım ve sıcak nefesimi kulağına saldım. “Çıplak, traşlı kukunu yalamasını seyretmek istiyorum. Onun suyu senin memelerinde… Onun yumuşak dudakları senin suyunla ıslak… Bacaklarını onun başına aynı bana sardığın gibi sarmanı istiyorum. Onun için boşal… Benim için boşal… Bizim için boşal. Boşalmanı istiyoruz bebeğim… Böylece tadına bakabileceğiz.”
Kasılmalarıyla beraber yüksek sesle ohlamaya, inlemeye başladı. Filiz onu yaklaşık bir yarım saat yaladı. Boşalmaya devam ederken çığlıkları hıçkıran kahkahalara dönüştü. Sonunda Filiz başını kaldırınca Rana inlemeye devam ederek üzerime yaslandı ama şimdi mırıldanarak inliyordu.
Sevgilimi yalayan Filiz’in yüzü ıslak değildi, zevk sularıyla köpürmüştü. Yanakları, dudakları, çenesi sanki biri onu yağlamış gibi parlıyordu. Bize yaklaştı ve dudaklarıma yapıştı. Öpüştük, dili yoğunluğunu gösteriyordu.
Çenesindeki ve yanaklarındaki zevk suyunu dünyada bir eşi olmayan bir sosu tadar gibi emdim. Rana gülümseyerek, kollarını göğsüne ve benim koluma dolamış yatıyordu. Filiz’e baktı ve yumuşakça
“Başka bir kızla bu kadar güzel olacağını hayal etmemiştim. Sen çok iyisin canım…” dedi.
Gülümsedik ve Rana’nın uzanmasına izin verecek şekilde çekildim. Filiz boşalmasına yardım edecek gücünün olup olmadığını sordu. Rana kendini desteklemek zorunda olmasa yapabileceğini, hala çok azgın hissettiğini ve bunu bütün gece yapmak istediğini söyledi. Böylece Filiz şeftalisini onun ağzına getirdi. Rana hiç vakit kaybetmeden o çıplak yarığı yalayıp yutmaya başladı.
“Hmm tadın iyi…” diye mırladı. Birkaç dakika emdikten sonra bana baktı ve dudaklarını yaladı. “Orada oturup durma, buraya gel” dedi. Tekrarlamasına gerek kalmadı. Filiz’in arkasına geçtim ve Rana’nın başı üstünde şeftalisine rahatça girdim. Daha derine girdikçe Filiz inledi ve ben geri çekerken Rana
“Derinlere gir, ta derinlerden suyunun tadına bakmak istiyorum ” diye fısıldadı. Sonra da ben inledim, aynı Filiz’in tekrar yaptığı gibi. Filiz’in memelerini mıncıklamak için öne eğildim ama Rana’nın elleri zaten onları sıkmak, okşamakla meşguldü. Rana Filiz’in suyunu benim değnekten içtiği için giriş çıkışlarımda bekliyordum. İçeri girdiğimde şeftaliyi ve benim yumurtalarımı yalıyordu. Filiz
“Hadi sok bana sikini… Bekletme… Becer beni…” diye bağırdı. “Kıçımı tut ve becer beni…”
Rana Filiz’in kadınlığını, klitorisini yalarken ben de aynı amı sikmeye devam ediyordum. Artık kalçaları daha hızlı hareket ediyordu ve sonunda inleyerek var gücüyle bana dayandı. Hep beraber bekledik. Sonra Filiz yavaşça penisimi içinde sağmaya başladı.
“Seni boşaltıcam..” dedi. “seni öyle güzel öyle yavaş becericem ki sıcak suyunu içime fışkırtıcaksın”.
Hareketlerim hızlandı çünkü yumurtalarımda alevlenen bir volkanı hissediyordum artık… Rana bir arkadaşının klitorisin, bir benim yumurtalarımı yalıyor, orgazmımı hızlandırıyordu. Rana
“Ooo, onu gerçekten becerdiğini görebiliyorum” dedi. “Sen gelinceye kadar beklicem sonra da yumurtalarını emicem. Sen boşalırken onları ağzımda hissetmek istiyorum”.
“Eveeet… Becer beni… Daha sert ve hızlı becer…” diye ekledi Filiz. “Ta içime boşal. Islak yarığımı suyunla doldurmanı istiyorum”.
Yumurtalarımın sıkılaştığını, popomun kasıldığını hissettim ve Rana’nın oturma odasında orgazmımı kestiğini hatırladım.
“Hadi canım” dedi Rana. “Bize suyunu ver… Boşal onun içine… Meyvesinin taa derinine… Dışarı çek ve ikimizi birden boya onunla…”.
Çok sert soktum, ta derinlere girerek… Bir kadın sesinin haykırdığını ve bir başkasının
“Boşal onun içine…” dediğini duydum. Penisimden suyun yürüdüğünü hissedince başımı arkaya attım. Kalçamdaki eller beni arkaya çekerken Filiz de öne çekildi. Islak penisimde taze hava…
O anda gözlerimi açtım. Aşağı baktığımda serbest kalmış penisimin Rana tarafından sömürüldüğünü ve Rana’nın göğsü, karnı, yüzü, her yerini beyaza boyadığını gördüm. Birazı da biraz ilerideki Filiz’in yarığına düşüyordu.
Rana penisimi acayip bir açıyla büküp bıraktı ve bu, biraz daha suyun ağzına konmasına neden oldu. Rana penisimi sonuna kadar ağzına aldı ve dibine kadar gömünce ben biraz daha suyu artık kızarmış olan sıcak ağzına hediye ettim.
Rana’nın ağzından çıktım ve onun hırsla Filiz’in şeftalisinde kalan birkaç damla dölü emmesini izledim. Kısa süre sonra Filiz yatağa devrilip arkasını döndü ve yattı. Artık tükenmiştik.
O geceyi üst üste o yatakta geçirdik ve sabah kalktığımızda hala kendimize gelememiştik. Böylece Filiz o güne kadar Rana’dan dinlediği yeteneklerimi kendisi de denemiş oldu.

Bir cevap yazın