komşumun bekaretini bozdum

O kadar yorgundum ki, 2 gündür uykusuzdum, birde bu günkü maceramız beni oldukça hırpalamıştı. Hemen uyumuşum. Dudağımdaki masum, ama bir okdarda şehvetli öpücükle uyandım, bir anda panikledim neler oluyor diye. Kendi evimde olduğumu düşünmüştüm, oysa Ayten’lerde idim. Dudağımdan öpen de Ayten’di. “Kalk haydi fedayi, yemek yiyoruz!” dedi. Saate baktım, saat 19:00 olmuştu. Kalktım, yüzümü yıkamak için bahçedeki kuyuya gittim. Ayten de arkamdan elinde havlu ile geldi, kollu kuyudan su çekmeye başladı. Bu arada da kısık sesle, “Fedayim bu gün çokmu yorulmuş bakiiim?” diyerek benle kafa yapıyordu. Yine hınzırlığı üzerinde idi, “Akşama kendini hazırla!” dedi. “Hayrola?” dedim. “Akşama misafirlerimiz var!” dedi. Ben de, “Buyursunlar gelsinler!” dedim saf saf. O anda bir kahkaha koyverdi. “Ne oldu şimdi de böyle kahkahayla güldün?” dedim. Ayten iki omzunu kaldırıp bırakarak, “Hiiiç!” dedi gülerek.Ayten yer sofrasında mükellef köy yemeklerini döktürmüştü yine. Sofrada kuş sütü eksikti sadece. “Ya Ayten, bu kadar yemeği kim yiyecek?” dedim. “Fedayime feda olsun, bu gün fedayim koyunların arkasında çok yoruldu nene!” diyerek nenesiyle konuşmaya başladı. Nene de, “Kızım bunlar şehir bebesi, dayanamaz buralara!” dedi. Biz böyle hem konuşuyor hem yemek yiyorduk ki, kapıdan 3 tane hatun girdi içeriye. Ben, lokma ağzımda dona kaldım, resmen nefesim kesilmişti hatunları görünce. Üçü de birbirinden güzel, üçü de manken gibi. Tabi Ayten gülmekten yerlerde yuvarlanıyor.Nenenin, “Oğlum sana diyorlar!” diyerek koltuğuma dürtmesiyle kendime gelmiştim. “He, buyur nene?” diyerek panikle kendime gelmiştim. Hatunlar, “Hoş geldin enişte bey!” diyorlardı. “Hoş bulduk hanımlar!” diyerek sofradan kalktım şapşalca vede centilmence ellerinden öperek, “Siz de hoş geldiniz! Kusura bakmayın, şaşkınlığımı mazur görün, böyle tane 3 huriyi bir arada görünce dilim tutuldu, beni bağışlayın!” dediğimde, Ayten yattığı yerden kalkıp, “Yeter lan kızlara yazdığın!” dedi. Kızlar kendi aralarında, “Bizim kız yaşadı valla!” diyerekten konuşuyorlardı. Ayten yanıma geldi, kolumu çimdiklemesiyle bükmesi bir oldu. Ben, “Noluyor be?” diye Aytenle didişirken, kızlar Ayten’e, “Enişte reklamlardakinden de yakışıklıymış!” diyerek sedire oturdular. Ayten de, “Benim fedayim öyledir kız orospular, ben çirkinmiyim ki fedayim çirkin olsun?” diye kızlara bir hava attı. Kızlardan birisi Ayten’e, “Kız zilli, sana çirkinsin diyen mi oldu da, maşanı çektin hemen!” dedi.Bu arada nene yerinden kalktı, “Ayten, ben Fatma’ya gidiyorum, bir iki gün Fatma’da kalacağım. Siz gençlerin kendi aranızda konuşacakları vardır. Ama çocuğun üzerine fazla gitmeyin!” dedi ve gitti. Ayten arkasından, “Yok nene yok, korkma sen, ben burdayım!” dedi. Sonra sofrayı el birliğiyle topladılar, çayları gertirdiler. Hemen Ayten’e sordum, “Ayten, karşımda 3 tane huri var, ben henüz isimlerini bile bilmiyorum! Bizi tanıştırmayacakmısın?” diye. O da bana, “Sabırlı ol lan piç, herşeyin bir sırası var!” dedi ve hepsi birden gülmeye başladılar. Hem çay içiyor, hemde muhabbet ediyorduk. Nene gitti diye kızların konuşmaları da iyice raydan çıkmıştı, benim orda olmama aldırış etmeden, ‘Orospu, zilli, kaltak, kahpe’ gibi kelimeler havada uçuşuyordu.Derken konu hiç beklemediğim bir noktaya geldi. İsminin Ayşe olduğunu sonradan öğrendiğim kız Ayten’e, “Kız orospu, şu senin kızlık problemini hallettin mi?” diye sorunca, ben anında Ayten’e döndüm ve kulaklarıma kadar kızarmış bir şekilde kaldım. Ayten, “Hallettim tabii! Hem de ne halletme, daha amımın acısı geçmedi!” deyince, hepsi bir ağızdan, “Woaaawww!” diye haykırdılar. Kızlardan biri de Ayten’e, “Kız senin gibi isterik zilliye de öylesi bir yarak yakışırdı!” deyince gülüştüler. Ayşe ordan hemen, “Kız biz ne zaman bakacağız o yarağın tadına? Benim sabrım kalmadı artık!” diyerek oturduğu yerden fırladı, benim dudaklarıma öyle bir yapıştı ki, nefesim kesildi.Ayten ve diğerleri beni Ayşe’nin elinden kurtarmaya çalışıyorlardı. Oysa ben halimden memnundum. Zaten hatunları ilk gördügüm andan itibaren kafamda bunları nasıl sikerimin hesabını yapıyordum ki, fırsat kendiliğinden ayağıma gelmişti. Gündüz Ayten’in bana söyledikleri doğru çıkıyordu. Ayten bana, (Bu köydeki karıların hepsi de amlarından sikilmek için neler yapıyorlar bir görsen!) demişti. Bu köyün çok zengin olduğunu ve servetlerini karılarının sakladığını, hatta köydeki karılardan bir tanesinin kendini pazarcıya siktirmek için boynundaki Cumhuriyet altınlarından iki tanesini verdiğini bile anlatmıştı.Artık ben anlamıştım ki, bunlar kendilerini bana siktirecekti. Ama ben kendimi ağırdan satacaktım. O anda Ayten Ayşe’ye bir tokat attı ve Ayşe somurtarak yerine geçti oturdu. Ayten, “Kızlar bana bakın, sizin derdinizi anlıyorum, hepiniz de kendinizi Mustafa’ya siktirmek ve yarağının tadına bakmak için kuduruyorsunuz…” dedi. Hepsi bir ağızdan koro halinde, “Evet, evet, evet!” diyerek Ayten’in sözünü kesip, ne kadar yarak delisi olduklarını ortaya koymuşlardı. Ayten yarım kalan cümlesine devam ederek, “Ama bu iş bedava olmaz!” dedi. Ayşe hemen oradan, “Ne yani, hem amımızı sikip hemde paramızı mı alacak bu orospu çocuğu?” dedi. Ayten de, “Evet öyle, ağzına sıçtığımın kaltağı!” dedi ve Ayşe’yle atışmaya başladılar…Bu iş benim hoşuma gitmişti, hem am sikecektim, hem elime para geçecekti. Hiç sesimi çıkarmadan hatunların dalaşmasını izliyordum. İsmi Leyla olan hatun diğerlerini susturup, bana dönerek, “Peki kabul, ama bizi yarağa doyuracağına nasıl inanacağız?” dedi. Ben de, “Siz işin orasını bana bırakın, eğer doyuramazsam para almayacağım!” dedim. İsmi Nejla olan da, “Orası tamam da, peki nekadar vereceğiz?” diye sordu. Ayten hemen lafa atıldı, “Rasim ağanın karısı pazarcıya 2 Cumhuriyet altını vermiş! Siz 1 Cumhuriyet altını verin yeter, hatta memnun kalmazsanız hiç vermeyin!” dedi. Hepsi de kabul ettiler. O sırada ben, “Yalnız bir şartım, benimle sikişmek isteyenler amını götünü temizleyip traş edecek!” dedim. Kızlar da, “Ohoo, o iş tamam, kaymak gibi yaptık zaten!” dediler.“O zaman sıkıntı yok! Şimdiiii… bu gece hanginizi sikeceğim?” dedim. Hepsi bir ağızdan, “Beni, beni, beni!” diye bağırmaya başladılar. Ayten yine devreye girdi, “Bir dakika kızlar, çöp çekin!” dedi. Kabul ettiler. Ayten üç tane değişik boyda kibrit çöpü getirdi, uzun çöpü çeken bu gece yarrağı yiyecekti. Ve çektiler. En kısasını Nejla çekti ve küfür ederek yerine oturdu. Orta boyu da Leyla çekince, uzun çöp Ayşe’ye kalmıştı. Ayşe çocuk gibi seviniyordu. Ayten Ayşe’ye, “Orospu, hadi odaya geç soyun!” deyince Ayşe hemen gitti. Ayten elinde bir tabak ve bir kaşıkla önümde diz çöküp, “Koçum, şundan biraz yede öyle git odaya!” dedi. “Bu ne?” dedim. “Bal, pekmez ve tahin!” dedi. 5-6 kaşık yedim, Ayşe’nin yanına gitmek için kalktım. Ayten kıçıma bir şaplak atıp, “Hadi koçum, dağıt şu kaşar orospunun amını da, kaltağın gözü bir yarak görsün, sikilmek neymiş öğrensin bakalım!” diye beni kışkırtıyordu.Odaya girdiğimde Ayşe yatakta çırılçıplak yatıyordu. Yanına uzandığımda, hemen dudaklarıma yapıştı. Hem öpüyor, hemde pantolonumun üzerinden yarağımı okşuyordu. Eline geçenden hiç hoşlanmamıştı galiba, hemen doğruldu ve “Bununla mı amımı yırtacaksın lan piç?” dedi ve kemerimi çözmeye başladı. Saniyeler içinde beni çırılçıplak soydu. Yarağımı görünce gözleri yuvalarından fırlayacaktı, “Bu ne ya? Ben bunu alamam! Bu benim amımı patlatır!” diyerek kaçmaya çalıştı. Kolundan yakaladım, “Ya korkma, alışırsın, tadını alınca çok hoşuna gidecek! İnan bana, bu güne kadar siktiğim kadınlar hep aynısını söylüyorlardı, bu yarağın tadına varınca da müptelası olup çıkıyorlardı!” diyerek biraz sakinleştirdim.Korkusunu atlatan Ayşe’nin eline verdim yarağımı ve ağzına alıp yalamasını söyledim. Yavaş yavaş alışmıştı, yalamaya başladı. Yarrağımın kafasını, gövdesini yalaya yalaya taşaklarıma kadar gelmişti. Bunu hemen çevirdim, 69 olduk. Ben amını yalamaya başladığımda, çoktan amının suyu köy çeşmesi gibi akmaya başlamıştı. Amı çok sahaneydi. Hani derler ya: Am var, amların hası am var! Am var öpülür, am var sikilir, am var içine sıçılır! Ayşe’nin amı amların hasıydı, 16’lik kız amından bile güzeldi, öptükçe öpüyor, yaladıkça yalıyordum. Bu arada iki defa orgazm olmuştu bile. Yani sikilme kıvamına gelmişti. Ağzı da yarağıma alışmış, gırtlağına kadar sokup çıkarıyordu. “Hadi ne olur sik beni, dayanamıyorum artık, sana 2 tane Cumhuriyet altını vereceğim, yeter ki hemen sok o koca yarağını içime, isterse patlasın amım umrumda değil, kurban olayım sok onu bana, her zerresini tatmak istiyorum!” diye yalvarıyordu.Ayten’e seslendim krem istedim. Az sonra Ayten yanımıza geldi, “Krem yok, sana zeytinyağı getirdim!” dedi ve kendi eliyle Ayşe’nin amına ve yarağıma bolca sürdü. Bu arada Leyla ve Nejla da odaya gelmişlerdi ve Ayşe’yi gıpta ile seyrediyorlardı. Hemen Ayşe’yi sırtüstü yatağın kenarına yaklaştırıp, bacaklarını iki tarafa olabildiğince ayırdım, bir bacağını Leyla’ya, bir bacağını da Nejla’ya tutturdum, “Sakın bırakmayın, bırakırsanız sizi sikmem haa!” diye de tehdit ettim. Gülerek, “Tamam!” dediler. O ara Ayten şalvarını ve külodunu çıkarıp, Ayşe’nin suratına oturdu, amını yalattırmaya başladı. Ayten’e, “Çekil ordan, amını ısrır yoksa!” dedim. Ayten de, “Yok yok ısırmaz, bu orospu alışık bizim amlarımızı yalamaya!” deyince, diğerleri de gülüşmeye başladı. Demek ki bu köyün kızları erkeksizlikten dolayı birbirilerinin amını yalıyordu!                 seks hikayeleriYarağımı gövdesinden tutup Ayşe’nin amına dayadım, yavaş yavaş amına basıyordum. Daha başı girer girmez Ayşe çığlığı bastı, ama ben durmadım ve yarağımı yarısına kadar soktum. Ayşenin attığı çığlıktan Ayten korkmuş olmalı ki, hemen Ayşe’nin suratından kalktı ve ağzına yastığın kenarını verdi ısırsın diye. Ben de o sırada kalanını kökledim. Ayşe ağzında yastık olduğu için fazla bağıramıyordu. O şekilde hiç hareket etmeden biraz bekledim. Ayşe biraz rahatlamış, amı yarağımı biraz gevşetmeye başlamıştı. Yavaş yavaş sokup çıkarmaya başladım. Ayşe hırıltılar inlemeler arasında, elektriğe kapılmış gibi titreyerek kasılarak bir orgazm daha yaşıyordu. Artık daha hızlı sokup çıkarıyordum. Ayşe tekrar orgazm oluyordu, ama bu defa nefesi kesiliyordu.Ayşe, “Çıkart artık ölüyorum! Çıkart diyorum sana orospu çocuğu!” diye de küfür ediyordu, yalvarıyor, gözleri kayıyordu. Ama benim hiç umrumda değildi, çünkü ettiği küfürler beynimi kemiriyordu. Kökledikçe köklüyordum. Aytenin, “Çıkart lan, karı ölüyor!” diyerek tokat atmasıyla kendime geldim ve çıkardım. Ayşe bayılmıştı. Benimse yarağım kazık ortada kalmıştı, birtürlü inmiyordu. Ayşeyi kolonyayla falan anca ayılttılar. Kendine geldiğinde, “Bana ne oldu böyle?” diye sorarak etrafına bakınıyordu. Leyla da, “Yediğin yarak yüzünden geberiyordun az kalsın!” dedi. Ayşe halen rüyada gibiydi, “O yarak gerçekmiydi?” diye salak salak konuşuyordu. Leyla benim yarağı avuçlayıp okşayarak Ayşe’ye gösterdi ve “Orospu, bu yarağı ben yemedim ya, sen yedin!” dedi.Ayşe yarağımı Leyla’nın elinde kazık gibi görünce, “Kurban olurum ben ona, hadi bir daha sok!” diye bana yalvarmaya başladı. Ben zaten boşalamamıştım ve kasıklarım ağrımaya başlamıştı. Nejla ordan, “Sok ozaman ağzına sıçtığımın orospusuna, birgün yarak yüzünden geberip gidecek şıllık!” diyerek Ayşeyi yatırdı ve bacaklarını ayırdı. Ayşe’nin Bacak arasına yanaştım, yarağımı amına dayamamla bir seferde köküne kadar soktum. Bu defa hiç zorlanmadan almıştı. 5-6 dakika daha siktikten sonra, Ayşe yeniden orgazm olmak üzereydi. Ben de zirveye tırmanmaya başlamıştım. Ayşe’nin inleyerek, “Hadi beni içimde yakala!” demesiyle, kendimi saldım ve ikimiz aynı anda boşaldık. Ama ne boşalma, Ayşe’nin amının içinde sanki şehir şebeke suyu patlamış gibiydi, yarağımın kenarından kasıklarıma basınçla döllerimiz fışkırıyordu. İkimiz de pelte gibi yığıldık kaldık. Ayten, Leyla ve Nejla da, hayret ederek bizi seyrediyorlardı.Bu arada vakit geç olmuştu, Ayten, “Bu günlük bu kadar yeter, hadi bakayım, siktir olun gidin artık!” diyerek kızları resmen kovdu. Kızlar kendilerine çeki düzen verdikten sonra Ayşe’nin koluna girerek evlerine giderlerken, ben de yıkanmak için banyoya girdim. Banyodan çıktığımda, Ayten de yeni çay demlemişti. Taze çaydan içerken, Ayten bana, “Ya karıyı ne biçim siktin öyle, resmen öldürdün orospuyu! Haa, karı giderkene 2 tane Cumhuriyet altını verdi, haberin olsun!” dedi. Ben de, “Bir tanesi senin!” deyince, Ayten, “Olmaz alamam, o senin yarağının hakkı!” diyerek güldü. Gecenin kalan kısmını da da Ayten’le şahane bir sevişme ve güzel bir sikişmeyle noktaladık.Sabah Ayten koyunları akşamki kızlara katmış, beni saat 11:00 gibi kahvaltıya kaldırdı. Tereyağlı, ballı, kaymaklı mükellef bir kahvaltıdan sonra biz de koyunların yanına gittik.

Bir cevap yazın