en güzel hikayem!

Ben bir hukuk bürosunda avukatım. Yaşımı vermesem de olur. Pek genç değilim. Pek yakışıklı da sayılmam. Hatta hatırı sayılır bir göbeğim var. Ama tanıdığım kadınların hepsi kara kara bakışlarımdan hoşlandıklarını söylerler. Zaten kadınların bir erkeği neden çekici buldukları ya da bulmadıkları benim için hep bir muamma olmuştur. Onun için bu yakışıklı çekici meselelerine kafamı hiç takmam, kendi işime bakarım. Ben    kızı çekici buluyorsam tamamdır. götürebilirsem ne ala. Esra yanımdaki stajına başladığında 22 yaşında, hukuktan yeni mezun olmuş bir kızdı. Ekipteki    en tecrübesiz eleman olduğu için getir götür işleri, telefona bakmak, fotokopi çekmek gibi şeyler ona verilmişti. Onu staja ben almıştım. Akıcı ingilizcesi kadar, derin v yakalı bluzünün arasında bıngıldayan esmer memeleri de beni etkilemişti. Konuşurken elini kolunu oynattıkça, memeler yerinde    duramıyordu. Minyon bedenine göre şaşırtıcı büyüklükte göğüsleri vardı. Belki de bu yüzden otururken kambur gibi öne eğiliyordu. Bu da meme    çatalını iyice ortaya koyuyordu. Esra işe böyle başladı, ama sonraki günler hayal kırıklığıydı. Ilk gündeki göz ziyafetinin etkisiyle olsa gerek,    ben esra’nın tüm cazibesiyle ofisin orta yerinde gün boyunca salınacağını, odama girip çıktıkça bana çapkınca bakışlar atacağını, mini eteğiyle kaçamak    frikikler vereceğini hayal ediyordum. Oysa karşımda çıtı pıtı, hanım hanımcık bir genç kız vardı, oldukça sıradan giyiniyordu ve kendini tamamen .    işine vermişti. Ara sıra yine o derin dekolteli blüzlerden giyip, ofisteki oğlanların içine düşercesine bakmalarına sebep olmuyor değildi. Ama üstünden yayılan masumiyet duygusu diğer her şeyin önüne çıkıyordu. öteki stajyerlerle birlikte iken şen şakrak gülüp eğlense de bunu oyun içindeki    bir çocuğun saflığıyla yapıyor, konu iş olunca her şeyi bırakıp ciddileşiyordu. Bana karşı ise her zaman mesafeli ve saygılıydı. Benimle konuşurken hiç yüzüme bakamıyor, yüzü kızarıyor, talimatı alır almaz odamdan çıkıp gidiyordu. Ara sıra onu uzaktan izler ve bir bebek    yüzüne sahip olduğunu düşünürdüm. Hafif hüzünlü duruşu, yuvarlak yüzü, biçimli dudakları, dalgalı ve uzun siyah saçları, özenle biçimlendirilmiş kaşları, uzun    kirpikleri, utangaç tavırları, ona çocuksu bir hava veriyordu. Geçen zaman içinde artık onun bir bakire olduğuna, benim gibi bir kart zampara ile bir işi olmayacağına karar vermiş, onun ve benim yaşımıza uygun, yarı otoriter yarı sevecen bir davranış tarzı tutturmuştum ama her şey yabancı bir heyeti birlikte ağırladığımız o günden sonra değişti. Belçika’dan gelen üç kişilik grupta bir de kadın    meslektaşımız vardı. Bu nedenle patron, akşam yemeğine benimle birlikte esra’nın da katılmasını istedi. Biz ikimiz, üç misafiri otellerinden alıp boğaz’da    balık yemeye götürdük. Esra giyimi ve makyajıyla muhteşem olmuştu. Siyah mini elbisesi esmerliğine çok yakışmıştı. Kısa boyunu gizleyip ince, biçimli .    bacaklarını gözler önüne seren elbisesiyle, masum genç kız havasından çıkmış, kendine güvenli, şahane kadın şekline bürünmüştü. Dekoltesi göz alıcıydı. Benim gibi, misafirler de bu manzaradan çok etkilenmişlerdi. Yemekte, bir yandan yanımda oturan hanım misafire istanbul’un güzelliklerini anlatmaya çalışırken, öbür tarafta    iki erkeğin arasında oturan esra’ya göz kulak olmaya çalışıyordum. Heriflerin ikisi de esra’ya doğru kaykılarak oturuyor, memelerinden gözlerini alamıyor, her fırsatta omuzlarına, bacaklarına küçük dokunuşlar atıyorlar, resmen asılıyorlardı. oteldeki oda numaralarını veriyor, onun telefon numarasını almaya çalışıyorlardı. Bu arada ikide bir kadehini dolduruyor, devamlı içmeye teşvik ediyorlardı. Gecenin ilerleyen saatlerinde esra iyice gevşemiş, her şeye kahkahalarla güler olmuştu. Adamların koca elleri ise onun omuzlarında ve bacaklarındaydı. Esra’nın bu durumdan hoşnut olup olmadığını anlayamadım. Ama bana baktıkça kızarıyor, dengesiz hareketlerle toparlanmaya çalışıyordu. Bana bakışlarında bir başkalık vardı. Uzak, güzel ve hüzünlü bakıyordu. Bu arada yanımdaki hatun da bana yılışmaya başlamış, ne güzel gözlerim olduğundan dem vuruyordu. Oysa benim esra’yı kıskanmaktan başka bir şeye aldırdığım yoktu. Acilen hesabı isteyip geceye son verdim.    Misafirleri otele bırakmak gerekiyordu. Arabanın arka koltuğunda esra’yı ortaya oturtan adamlar aralarına fransızca konuşuyor, mırıl mırıl kızı bu gece kimin sikeceğini tartışıyorlardı. Esra ise aldırış etmiyordu, uyuklamak üzereydi. Yine elleri kızın her tarafındaydı. Içerlemiştim. Bu gece bu kızı kanırta kanırta    sikeceğim dedim kendi kendime. Hiç de bakire gibi davranmıyordu. Bakireyse de ben bozacaktım orospuyu. Cezasını verecektim. Bu arada yanımdaki koltukta oturan hatun elini bacağımın üstüne koymuş, sıvazlıyor, güya kazara sikime değdiriyordu. Benim ufaklık hafiften başını kaldırmaya başlamıştı. Ama arzu ettiğim esra’ydı. Sonunda otellerine geldik. Hemen arka kapıyı açtım, adamları teker .    teker esra’nın üstünden kaldırdım. Zavallı kızın soluğu kesilmişti iki azgın herifin arasında. Kısa boylu zırtapoz hemen esra’yı çekip koltuğunun altına aldı. kız sarhoşlamıştı. Adamın beline sarıldı. Adam esra’nın kalçasını avuçladı.    Böylece lobiye girdiler. öteki herif de bana fransızca teşekkür ediyordu. Brüksel’den beri bir türk kızı sikme hayaliyle geldiklerini, bu kızın çok iyi bir seçim olduğunu söylüyordu. Arabayı park valeye verip arkalarından seğirttim. kız elden gitmek üzereydi. Resepsiyonda anahtarlarını almak için    bekliyorlardı. Belçikalı hatun beni görünce hemen sokuldu. Kibarca onu kenara itekledim. Esra’yı adamın kıskacından çekip aldım. “benim bu genç bayanı    evine götürüp babasına teslim etme sorumluluğum var“ diye gülümsedim. Belçikalılar .    itiraz edecek oldu. “esra hanım bu gece istanbul’un bütün gizli    güzelliklerini bize göstermeye söz vermişti“ dediler. kadın da ekledi “ama cavit bey çok disiplinli bir patronsunuz. gençlerin ofis dışında da bir hayatları olduğunu kabullenmelisiniz“. kızı iyice koltuğumun altına çektim. “babası farklı düşünüyor“ dedim. Esra baba konusu açılınca utanmıştı. Bana sokuldu. .    Teşekkür edip iyi geceler diledi. Nihayet odalarına gittiler. Esra bana “cavit bey çok uykum var” dedi. “hallederiz” dedim. Hemen resepsiyondan bir oda istedim. Oda anahtarları elimdeydi. Esra şaşkınlıkla bana bakıyordu. Asansöre bindiğimizde kıpkırmızı yüzüyle yerlere bakıyordu. Asansörde ve uzun koridor boyunca bana yaslanmıştı, ama heyecanını gizleyemiyordu. Ben odanın kapısını açarken, .    esra bir adım geride bekliyor, hızlanan kalp atışları neredeyse kulağıma geliyordu. Odaya girdiğimizde yüzü kızarmış, yeniden o utangaç ve savunmasız haline dönmüştü. Odanın ortasında acemi bir oyuncu gibi elini kolunu    ne yapacağını bilemeden tam karşımda duruyordu. Başı ancak göğsümün hizasına geliyordu. Memeleri hafifçe terlemişti. Onları bir an önce ağzıma almak hemen emmeye başlamak istiyordum. Bu düşünce sikimi kaldırmaya başlamıştı. Küçük bileklerinden tutup, çıplak kollarını sıvazlamaya başladım. Ince parmaklarını göğsüme dayayarak beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. Cılız bir sesle “cevat bey durun, biz ne yapıyoruz“ dedi. Aramızdaki kuvvet farkı beni iyice azdırmıştı. Kalçalarını pençelerimin içine alıp vücudunu kendime çektim. Irileşen sikim göbeğinden .    memelerine kadar uzanıyordu. Kulak memesini ısırarak “senin ne yapacağını bilemem, ama ben seni şu yatakta bir güzel sikeceğim“ diye fısıldadım. Yüzüme bakmadan, zavallı kollarıyla itmeye çalışarak, “ama, ama. “ diye    bir şeyler geveliyordu. çenesini kaldırıp gözlerine baktım. “evet’ amına koyacağım“ dedim. Uzun kirpiklerinin arasından şehvet ve kararsızlık gelip geçiyordu. Göğsü heyecanla inip kalkıyordu. Nasıl da genç ve güzeldi. Parmaklarımı saçlarının arasına geçirip boynunu kırarcasına kendime çektim. Dudaklarını uzun uzun emdim. Dilimi ağzının içine soktuğumda, kollarımda gevşemişti. kadınların bu küçük direnişlerinin hemen ardından teslim oluşlarındaki dişilik beni feci azdırıyor. Artık elimdeydi.    Küçük bedenini iyice kendime çektim, memeleri göbeğimle kolumun baskısı arasında eziliyordu. Dilimi ağzından çıkarmadan boynunun arkasındaki elbise askısını koparırcasına çözdüm. Dilime diliyle karşılık veriyordu. Dilinin çekingenliğini, pembeliğini ve serinliğini duyumsadım. Elbisesinin eteğini kaldırıp çıkarmak istediğimde, kollarıma sarıldı. “durun, burası çok    aydınlık“ dedi. Bu utangaçlığı hoşuma gidiyordu, beni daha da azdırıyordu. Elbisesini çıkarmaya devam ettim.Kalçalarını sıkarak “seni sikerken, amına sokarken    yüzünün aldığı her şekli seyredeceğim“ diye utangaçlığını körükledim. Elbisesini başından çıkardım. Bordo renkli dantelli sütyenine ve siyah penye kilotuna bakılırsa    bu gece çıplak kalmayı planlamamıştı. Hanım hanımcık evine dönecekti, ama kader işte! Minik bedeni bu gece sabahlara kadar altımda kıvranacaktı. Sütyeninin önündeki kopçaları açarak, orada sıkışmış olan güzelliği serbest bıraktım. .    Narin kollarıyla iri memelerini kapatmaya çalıştı.Bunu yaparken sert memelerinin    sallanışı büyüleyiciydi. Gözlerimi onlardan alamıyordum. Bedenine en az iki numara büyük gelen memeleri olağanüstüydü. Yuvarlaklığı kusursuzdu. Emzik gibi dikilmiş olan uçları koyu kahverengiydi. Hemen ağzıma almamak için kendimi zor tuttum. Her şeyin kusursuz olmasını istiyordum. Esra’yı saçlarından kavrayarak yatağa doğru    sürükledim. Nefesini tutmuştu. Gözlerinde saşkınlık, endişe ve merak vardı. Yavaşça yatağa yatırdım. Elleri, kolları memelerini ve kilotunu örtmeye çalışıyordu. Ama    o kadar küçüklerdi ki, çabası boşunaydı. Bacaklarını sıkı sıkıya kapatmıştı. Bu onu daha da seksi gösteriyordu. Odanın ışığını kapatıp hemen yatağın başına döndüm. Başucundaki abajurun ışığını açtım. Ellerini iki yana .    bırakmış, beni seyrediyordu. Hiç acele etmeden ayakkabılarımı çıkardım. Gözüm onun    hala ayağında duran ince topuklu siyah ayakkabısına ve siyah ipeksi çoraplarına ilişti. Bir an için onları da çıkarmayı düşündüm. Vazgeçtim.    Gözlerimi esra’dan ayırmadan kravatımı, gömleğimi ve atletimi çıkardım. Sikim artık iyice başkaldırmış, pantolonumu zorluyordu. Esra’nın bakışlarını yakaladım. Sikimin büyüklüğünü kestirmeye .    çalışıyordu. Yumuşak ışığın altında rahatlamış görünüyordu. Bir yanım, hemen üstüne atlayıp içine sokmak istiyor, diğer yanım bu anın tadını yavaş yavaş çıkarmak istiyordu. Omuzları küçücüktü.Dalgalı saçları yatağa yayılmıştı. Gözlerini kısmış, pantolonumdaki kabartıya bakıyordu. Kemerimi yavaşça çözdüm. Pantolonumu aşağıya bıraktım. Sikim, boxerımın arasından başını çıkarıp bu güzelliğe bakmak istiyordu. Hem saf hem de vamp görüntüsüyle bu makyaj gerçekten de esra’ya    çok yakışmıştı. O küçük kiraz dudaklarının arasına bu koca siki yerleştirmek çok zevkli olacaktı. Başında dikilerek, şortumu da yavaşça sıyırdım. Yüzündeki şaşkınlığa aldırmadan, gözlerinin içine bakarak sikimi yavaş yavaş sıvazlamaya başladım. Utangaçlığı geçmemişti, ama sikime gözlerini dikip bakmaktan da kendini    alamıyordu. Elleriyle yeniden göğüslerini kapattı, ama parmaklarıyla memelerinin uçlarını ufalamaya başladığını görebiliyordum. Sikim büyüdükçe büyüyor, esra kısık gözleriyle onun hiç bir hareketini kaçırmıyordu. Hiç acele etmeden sıvazlamaya devam ettim. Tüm kalp atışlarım sikimin başında toplanmış gibiydi. Alev alev yanıyordu. Esra’nın    ağzını hafifçe araladığını, onu beklediğini fark ettim. üstüne hafifçe eğilerek ağzına verdim. Dili tam tahmin ettiğim gibiydi. Küçük, pembe ve serin. Fakat işin acemisiydi. Parmaklarının ucuyla sikimi tutuyor, küçük darbelerle ucunu yalıyor, emmeyi beceremiyordu. Bu kıza küçük bir ders vermek    lazımdı. Saçlarını sıkıca kavrayıp sikimin başını ağzına soktum. Boğulacak gibi oldu. Gözleri korkuyla kocaman açılmıştı. Bir kaç kez gidip geldikten    sonra kendime hakim olabildim. Yoksa ağzının içine boşalıverecektim. Ağzından çektiğimde, sikim esnek bir sopa gibi yaylandı. kızın gözlerinde şimdi sadece    korku vardı. Onu korkutmak istemiyordum. Ama bu tedirginliği beni tahrik ediyordu. Yatağa geçip üstüne uzandım. Kollarımın üstüne dikilerek onun altımda    oluşunun tadını duyumsadım.Kilitli bacaklarını dizimle zorlayarak açtım. Siyah kilotunu bacaklarından alıverdim. şimdi narin bacakları önümde açılmış, bir eliyle kıllı    amını kapatmaya çalışıyordu. Diğer koluyla da memelerini. Iri bacaklarımı açarak, onun bacaklarının sonuna kadar açılmasını sağladım. Bu kız gerçekten de    bu gece bir erkeğin altına yatmayı düşünmemişti. şimdi kasıklarındaki uzun tüyler onu tedirgin ediyordu. Altımda küçük ve savunmasızdı. Yarrağım karnının .    üstünde muzaffer bir eda ile dikiliyor, biraz sonra gireceği daracık deliğe yukarıdan bakıyordu. Işte erkek olmanın burasına bayılıyorum. şu hayatta, zarif bir kadının savunmasız ve yumuşacık bedenini kaba bir erkeğin kuvvetine teslim edişinden daha adaletsiz bir şey var mıdır acaba.    Ve erkeğin etobur bir hayvan gibi hırıldayarak ona hakim olurken, altındaki dişinin acı çekercesine kıvranması, bu sahiplenmeye çaresiz çığlıklarla karşılık    vermesi neden şehvetimizi artırır. Ben kadınlar üzerinde iktidarımı kullanmayı seviyorum. Kadınların buna boyun eğişine ise şaşıyorum. Bu giderek azgınlaşan, merhametsizleşen    gücün bir yerden sonra ikimizi de esir almasına, yataktaki üçüncü bir varlık gibi kontrol dışına çıkmasına hayret ediyorum. Bunu kadınlarıma .    söylediğimde ise yine o yumuşacık gülümseme, yine o teslimiyetçi bakış. Kısaca, “ben senin maço olmanı seviyorum“ demekle yetiniyorlar. Sahiden maçoluk bu mudur? Esra, yatağa sırt üstü yatmış, başını yana çevirmiş, olacakları bekliyordu. üstündeki tehditkar varlıkla yüzleşmemek için gözlerini kapatmıştı. Bense vücudunun kadınsı kıvrımlarını seyretmeye doyamıyordum. Dizlerimin üstünde dikilmiş, az sonra bedenine sokacağım yarrağı sıvazlıyordum. Sikimin altındaki beni almaya hazırlanan kadın    bedeni şehvetimi körüklüyordu. Bir elimle, memelerini örten kolunu bileğinden kavrayarak onu iyice altıma aldım. Direnmeye çalıştıysa da gücü yetmedi. öteki    eli hala amının üstündeydi. Ta başından beri aklımı başımdan alan memeleri şimdi ağzımdaydı. Bunu hissettiğinde derinden gelen bir ohh çekerek .    inlemeye başladı. Tattığım en lezzetli memeler bunlardı. Uçları parmak gibi dikilmişti. Onları emdiğime inanamıyordum. Emiyor, yalıyor, tükürüklere boğuyor, sakallarımla acıtıyordum. Ve uçlarını, yuvarlaklıklarını ısırıyordum. kızın çığlıkları derinden gelen hırıltılara dönüşmüştü. Ellerini uzatıp bacaklarının arasını kapatmaya çalıştıkça, tombul kolları memelerini birleştiriyor, sıkıştırıyor, yuvarlaklığını gözler önüne seriyor, onları arsızca ağzıma sunuyordu. Ben .    onları iştahla ısırıp emdikçe onun içinde büyüyen utanma duygusunu hissedebiliyordum. Ama neyse ki bu sahnede erkek olan bendim ve bunu düşünmek sikiciliğimi doruklara çıkarıyordu. Kollarını bileklerinden kavrayıp başının iki yanına sertçe dayadım. Tuş olmuştu. Bütün bedeninin hakimiyeti bendeydi. Bacaklarımla bacaklarını iyice ayırdım. Gözlerimdeki karanlığı görünce korkmuştu. Gözlerini yeniden kapatıp başını .    çevirdi. Soktum. Aralık dudaklarından bir çığlık koptu. Amının içi ıslak, sıcak ve daracıktı. Kemikleşmiş sikimi her sokuşumda, çığlık atıyor, küçük    bedeni kuvvetime dayanamıyordu. Her vuruşta altımda savruluyor, yatağın başucuna doğru sıkışıyordu. Artık tüm ağırlığımı üstüne vermiştim. Boynunu emip ısırıyordum. Ben boynunu emdikçe o daha çok ıslanıyordu. Tamamen teslim olmuştu. Esra’nın sahibi bendim. Tüm iktidar bendeydi. Onun patronu, sahibi, kocası, erkeği    bendim. Sikim içindeydi. Benden başka kimsesi yoktu. Yarağımın hareketlerine boyun eğmek ve altımda inlemekten başka bir şey yapabilmesine imkan yoktu. Bacaklarımın kuvvetiyle götünü havaya diktim. Dibine kadar sokup bekledim. Içinde kalp atışlarım büyüyordu. Gözlerini şaşkınlıkla araladı. Ter içindeydi. Soran gözlerle    baktı. Sikim hala içinde büyüyordu. Bileklerini pençelerimden kurtarıp belime koydu. Haydi, dercesine bekledi. Bir daha gidip geldim ve durdum. “hadi, sik beni“ diye inledi. “sik beni allahın cezası herif“. Inanılmaz bir hızla pompalamaya başladım. Altımda tutunamıyor, ben vurdukça duvarla aramızda sıkışıyordu. Durdum. Bacaklarından çekerek yatağın ortasına getirdim. Iyice altıma aldım. Memelerini göğsümle ezerek onu kımıldayamaz hale getirdim. Bacaklarını kollarımın arasından geçirip, ince omuzlarını ellerimle kavradım. şimdi altımda yarrağıma hizmet etmeye hazır bir amdan ibaretti. Kımıldayamadan sikime boyun eğiyordu. Buna neden razı oluyordu? Kendi ağırlığının iki misli bir adama nasıl dayanabiliyordu? Tavana vurmuş erkekliğimi söndürmeden altımdan çıkamayacağını bile bile bu yarrağın altına nasıl yatıyordu? Neyse ki kadınları anlamak zorunda değilim. Dibine kadar sikmek hem onun hem de benim işimi görüyor ya,    bu yeter! Boşalmak istemiyordum. Iktidarım bitsin istemiyordum. Esra’yı sabaha kadar bu şekilde altımda tutmak, onun kutusunun içini doldurmak, erkekliğimin gücünü ona dayatmak, onun genç bedenini tutsak etmek istiyordum. Bu genç ve güzel kadının sonsuza kadar sahibi olmak istiyordum. Ama esra,    kadınlık içgüdüleriyle bundan nasıl kurtulacağını biliyordu. Her sokuşumda amı kasılıyor, sikimi sıkıca sarmalıyor, erkeklik suyumu atmaya zorluyordu. “erkeğim, erkeğim” diye    inliyor, serbest kalan memeleri sallandıkça aklımı başımdan alıyordu. Elleriyle kalçalarımı amına bastırıyor, “sik beni” diye haykırıyordu. Parmaklarıyla saçlarını çekiştiriyor, yastığı    avuçluyor, esmer boynunu emişlerime, ısırıklarıma terk ediyordu. Boynunda kızartılar oluşmuştu. Bunu yapan erkek bendim ve o benim dişimdi. Her şeyiyle benimdi. Artık gelmek üzereydim. Içinden çıkıp çıkmamakta kararsızdım.kız da kararsızlığımı fark etmişti. Panik içindeydi. “yapma, yapma“ diye haykırdı. Içinden    çıkıp memelerine boşalmaya karar verdim. Memeleri hala ter içinde sallanıyordu. üstündeki diş izleri morarmak üzereydi. Ben boşalır boşalmaz esra’nın tüm    gençliğiyle bir tay gibi altımda kalkıp doğrulacağını, esmer memelerini sallayarak gideceğini, diğer erkeklerin bu memeleri düşünerek otuzbir çekeceğini düşündüm. Sikim içinde titremeye başladı. Hantal bacaklarımı bacaklarının üstüne bastırdım. Belini kırarcasına amını açtım. Yarrağımı iyice dibine gömdüm. kız dona kalmış sadece    beni izliyordu. Ve, o muhteşem duyguyla amının içine patladım. Serinlik, kayganlık, amının kasılmaları, sikimi içinde tutuşu… içimin derinliklerinden patlayan volkan    tüm lavlarını onun kızlığına akıtıyordu. Elleriyle beni üstünden itmeye çalışıyordu. Ama amının duvarları güçlü kasılmalarla beni içinde kalmaya, iliklerimde ne    kaldıysa vermeye zorluyordu. Böylesine küçük bir kızın bu kadar güçlü olmasına şaşmamak elde değildi. Ben gücümü kaybettikçe o kazanıyordu. Işte    erkek olmanın en zayıf tarafı da bu ! O anda altınızdaki dişiye tüm gücünüzü teslim edip bir zavallıya dönüşüyorsunuz. Ben içinde giderek küçülürken, esra göğsümü yumrukluyor, “hayvan herif bana ne yaptın?“ diyerek beni üstünden atmaya çalışıyordu. Amının kasılmaları dinmiş, yumuşamıştı.    Attığım meniler içine sığmıyor, bacaklarının arasından sızıyordu. “istediğini yaptım“ diye inledim. “seni siktim, hem de bağırta bağırta“. Yumuşadı. Kollarını belime doladı. Burnunu göğsümdeki kıllara gömüp kokladı. Gülümsedi. “erkeğim benim, artık seninim, beni ne yaparsan yap, helal olsun sana“ dedi. Kollarımda uykuya daldı. Gönderen: cevat
Canli sikiş sohbeti yapmak için beni araya bilirsiniz. 00 237 800 00 66

Bir cevap yazın